Vedat İlteriş ÇINAROĞLU

Tarih: 22.12.2025 16:02

YENİ YERYÜZÜ DÜZENİNDE TÜRKİYE

Facebook Twitter Linked-in

 

YENİ YERYÜZÜ DÜZENİNDE TÜRKİYE- SONUÇ
     
Üç bölümlük yazıda, saygın bir stratejist olan Prof. Dr. John Mearsheimer’in jeopolitik strateji kuramlarından kaynaklanarak, çok kutuplu yeni yeryüzü düzeninde, ABD- Türkiye ilişkileri özelinde, Türkiye’nin gelecekteki olası gücü ve etkisi ile ilgili GeoPulse adlı yayıncının YouTube’daki 96 saatlik yorumlarının dipçesini paylaştım.

 

21'nci yüzyılda, ABD hegemonyasındaki tek kutuplu yeryüzü düzeninden, çok kutuplu yeni bir düzenin oluşacağı 1990’lı yıllardan başlayarak bilim adamlarınca, devletlerin güvenlik kurumlarınca öngörülmüştür. Doğal olarak devletler, 21'nci yüzyıl için, yeni yeryüzü düzenindeki jeopolitik- jeostratejik konumları için, çalışmalarını yaptılar/ yapıyorlar. 

 

Türkiye’nin de bu kapsamda hazırlanan Jeostratejik Tasarımı’nın 2001 yılında ‘Devlet Politikası’ olarak onaylandığını bilinmektedir. 

 

Günümüzdeki bölgesel çatışmaların, karışıkların nedenleri bu tasarlamalardan kaynaklanan, güç savaşımlarıdır denilebilir.

 

Bu konudaki çalışmaların, ilgili kurumlardaki binlerce çalışanın içinde olduğu uzun süreli nesnel çalışmaların sonucu olduğu yadsınamaz. Bu anlamda, bu konulardaki yorumların süregelen siyasi tartışmaların/çatışmaların dışında tutulması önemlidir. 

 

Çünkü, bu kapsamdaki çalışmalar için siyaset kurumlarının yeterli sayıda ve nitelikte kadrolarının olması olası değildir. Üç bölümlük yazıda vurgulanan yorumlardan anlaşılacağı gibi; Atatürk’ün sonsuzluğa uçmasınından sonraki yıllarda Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerinden sapılması, ‘Tam bağımsızlık’ anlayışından uzaklaşılması, Türk ulusunun seksen yıldan çok süredir her alanda yaşamış olduğu sorunların, kaynağını oluşturmuştur. 

 

Türk ulusunun, Türk Devleti’nin güvenlik politikaları siyasi çekişmelere meze yapıldığı sürece; kaçınılmaz sonunun etnik kışkırtmalara dayanan terörizm, dini kümelerin hipnozlarıyla oluşan cehalet, ekonomik yoksunluklar, sosyal karışıklar, hukuk dışı uygulamalar, kişi özgürlüklerinin yitirilmesi gibi çok konuda ‘çöküş’ olacağını bilmeliyiz. 

 

Çözümün tartışılmaz yöntemi, Atatürk'ün Türk devrimlerinin bilincinde olan aydınların, korkmadan her alanda etkin çalışmalara katılmasıdır.

 

Mustafa Kemal'in askerleriyiz kavramı, yalnızca Türk Ordusu’ndaki askerlerin inancının ötesinde, Türk ulusunun onayını simgelemedikçe yıkımın, kıygıların acılarını yaşayacağımız bilinmelidir. 

 

Tüm gücümüzle doğaya seslenerek alkışlamalıyız; Mustafa Kemal'in Askerleriyiz!
Ne mutlu Türk’üm diyene!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —