Çağdaş Uygur yazınının öncü adlarından Uygur Türkü yazar Ziya Samedi, ölümünün 25. yılında saygıyla anılıyor. Çin yönetimi altında yaşayan Uygur Türklerinin gördüğü zulmü yapıtlarında açık yüreklilikle dile getiren Samedi, yaşamı boyunca baskı görmesine karşın kaleminden ve özgürlük kavgasından vazgeçmedi.
15 Nisan 1914’te, Kazakistan’ın Almatı yöresindeki Yarkand kentinde doğan Ziya Samedi, genç yaşta Doğu Türkistan ülküsünün içinde yer aldı. 1944 yılında Doğu Türkistan ordusuna katıldı ve albaylığa dek yükseldi. Özgürlükten yana duruşu ve ulusal bilinci, onu Çin yönetiminin açık hedefi durumuna getirdi.
Ulusal düşünceleri ve yazdıkları nedeniyle Çin devleti tarafından tutuklanan Samedi, 7 yıl boyunca tutsak edildi. Salıverilmesinin ardından da sürekli izleme altında tutuldu; baskıya ve yıldırmaya uğradı. Yaşadığı işkencelerden kurtulmak için Doğu Türkistan’ı bırakmak zorunda kalan Samedi, Kazakistan’a sığındı.
Uygur Türklerinin Çin baskısı altında yaşadığı acıları anlatan “Kanlı Dağ” adlı romanıyla yazın dünyasında büyük yankı uyandıran Samedi, Uygur yazınının en önemli destansı yapıtlarından biri sayılan “Garip ve Senem” i de kaleme aldı.
Bu yapıtlar, Uygur yazınında bir dönüm noktası olarak görülmektedir.
Kazakistan’da yazına sunduğu katkılar nedeniyle ülke çapında önemli ödüllerle onurlandırılan Samedi, tiyatro ve müzik alanlarında da üretken bir sanatçı olarak tanındı. “Boynu Kesik” adlı müzikali ile senaryolaştırdığı “İli Nehri Boyunca”, “Kanlı Dağ” ve “Garip ve Senem” yapıtları, onun çok yönlü sanatçı kimliğini ortaya koydu.
20 Kasım 2000’de yaşama veda eden Ziya Samedi, ardında Uygur halkının özgürlük kavgasını, yaşadığı acıları ve direniş ruhunu yazın yoluyla dünyaya duyuran güçlü bir düşünsel miras bıraktı.